Kökenbilimi
Eski yaygın tarihi kabul, Tekirdağ'ı bir Yunan kolonisi olarak kurulduğunu kabul eder. Sisam Adasından gelen kolonicilerin ilk olarak kurduğu şehir "Bisanthe" adıyla bilinir. Bu ad ile bizans kelimesi arasındaki benzerlik dikkat çekicidir. Bu isim kent, Trak kökenli Odris Krallığı yönetimi altına girdiğinde de kullanılmıştır. Bu görüşü kabul edenler Roma İmparatorluğu döneminde şehrin"Rhaedestos" olarak yeniden adlandırıldığını öne sürer. Fakat Bisanthe şehrinin, Tekirdağ merkezde değil, merkeze bağlı Barbaros beldesinde olduğunu savunan yeni görüşlerde vardır. Pliny adıylada bilinen Romalı tarihçi Gaius Plinius Secundus, Bisanthe şehrinden ve bu şehirden ayrı "Resisto" adında başka bir şehirden söz eder. Bu doğrultuda Bisanthe ismini değil de Resisto/Resisthon adı Tekirdağ'ın bilinen ilk ismi olarak kabul edilebilinir.
Önceleri Roma kökenli Rhaedestos ismi ile anılan şehir, Doğu Roma İmparatorluğu dönemine denk gelen Ortaçağ boyunca bu isimde gelen "Rodosto" adı ile bilinir. Osmanlılarda şehri ilk aldıklarında yine bu ismimden türetilmiş "Rodosçuk" ismini kullanır. Ama daha sonra şehir "Tekfurdağı" ismi ile anılmış, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında ise kentin güneybatısında yer alan Tekir Dağı vesilesiyle şehrin adı "Tekirdağ" olarak resmileştirilmiştir.
Antik Dönem
Tekirdağ'ın bu dönemine ait buluntular çeşitli Trak tümülüsleri ile Bisanthe ve Heraion Teikhos antik kentleridir. Dönem boyunca bölgede Trak boyları ve Marmara kıyılarında Yunankoloniciler etkili olmuştur.
Bölgedeki (yalnızca Tekirdağ merkez) tümülüsler şunlardır;
*Karaevlialtı Höyüğü: Harekkattepe tümülüsü olarakta bilinir. Heraion Teikhos antik kentinin yakınında denizden 150m içerde yer alır. Tekirdağ-İstanbul karayolu kıyısında yer alan höyük, 1957'deki yol çalışmaları nedeniyle önce zarar görmüş, daha sonraki yıllarda planlanan yol genişletme çalışmaları neticesinde daha fazla zarar görmesin diye, hızlı bir kurtarma kazısı faaliyetine girilmişitir. Bir mezar olan bu yapı Odris krallarından, Kersepleptes'e aittir. Erguvani bir elbiseyle gömülen kralın mezarında meşe ve sarmaşık çelenklere rastlanılmıştır. Buluntular Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesinde görülebilinirMenekşe Çatağı Höyüğü: Batı ve doğu diye ikiye ayrılan höyüğün, batı kısmında yapılan kazılarda Toptepe Kültürüne ait M.Ö.4300'lere yani Orta Bakır Çağa denk gelen buluntulara rastlanmıştır. Höyüğün İlk Tunç Çağ boyunca kullanıldığı ve Troya1 ile benzer kapaklara ve Troya2'ye ait nesnelere ulaşılmıştır. Bu tabakanın üzerinde Erken Demir Çağında (M.Ö. 1200) ait bir tabaka bulunmuştur. Doğu Menekşe Çatlağında ise yine benzer dönemlere ilişkin bulgular elde edilmiştir. Erken Demir Çağına ait hayvan adakları ve kerpiç kalıntılara ulaşılmıştır. M.Ö 2yy. kadar kullanıldığı sanılan bir tapınak kalıntısıda Doğu Menekşe Çatağından tespit edilmiştir.
- Naip Tümülüsü Diğer ismi Kızlarhöyük olan tümülüste kazılara Tekirdağ Müzesi 1984 yılında başlamıştır. M.Ö.325-320 yıllarına tarihlenen mezarın Kersepleptes'in oğlu Teres'e ait olduğu düşünülmektedir.
Tekirdağ, merkezde yer alan başlıca antik kentler deniz kıyısında olmakla beraber 2 tanedir.
- Bisanthe: Bisanthe, Panion daha sonraki yıllarda ise Banados olarak bilinen yerleşim yeri araştırmalara göre, Tekirdağ merkeze bağlı Barbaros beldesidir. Sisamlı koloniciler tarafından M.Ö. 550 yılı civarında kurulan şehir, için Odris krallarından Seuthes kendi toprakları içinde yaşanacak deniz kıyısındaki en güzel yer olarak tarif eder.
- Heraion Teikhos: Karaevlialtı mevkiinde yeralan antik kent, M.Ö.2000'den, Bizans dönemine kadar kullanılmıştır. Adı " Hera'nın Surları" anlamına gelen şehrin aslında birr Trak yerleşimi yeri olarak kurulduğu, M.Ö. 8-7yy döneminde Hera kültünün önemli bir merkezi sayılan Sisam adasında gelen göç dalgasından etkilendiği düşünülüyor. Tespit edilen başlıca yapılar, bir kale, sağlık tanrısı Asklepios'a adanan tıp merkezi, çok sayıda sayıda tanrı ve tanrıçaya tapılan bir tapınak kompleksi ve helenestik devre ait mezarlardır.
*Karaevlialtı Höyüğü: Harekkattepe tümülüsü olarakta bilinir. Heraion Teikhos antik kentinin yakınında denizden 150m içerde yer alır. Tekirdağ-İstanbul karayolu kıyısında yer alan höyük, 1957'deki yol çalışmaları nedeniyle önce zarar görmüş, daha sonraki yıllarda planlanan yol genişletme çalışmaları neticesinde daha fazla zarar görmesin diye, hızlı bir kurtarma kazısı faaliyetine girilmişitir. Bir mezar olan bu yapı Odris krallarından, Kersepleptes'e aittir. Erguvani bir elbiseyle gömülen kralın mezarında meşe ve sarmaşık çelenklere rastlanılmıştır. Buluntular Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesinde görülebilinirMenekşe Çatağı Höyüğü: Batı ve doğu diye ikiye ayrılan höyüğün, batı kısmında yapılan kazılarda Toptepe Kültürüne ait M.Ö.4300'lere yani Orta Bakır Çağa denk gelen buluntulara rastlanmıştır. Höyüğün İlk Tunç Çağ boyunca kullanıldığı ve Troya1 ile benzer kapaklara ve Troya2'ye ait nesnelere ulaşılmıştır. Bu tabakanın üzerinde Erken Demir Çağında (M.Ö. 1200) ait bir tabaka bulunmuştur. Doğu Menekşe Çatlağında ise yine benzer dönemlere ilişkin bulgular elde edilmiştir. Erken Demir Çağına ait hayvan adakları ve kerpiç kalıntılara ulaşılmıştır. M.Ö 2yy. kadar kullanıldığı sanılan bir tapınak kalıntısıda Doğu Menekşe Çatağından tespit edilmiştir.
Cumhuriyet Dönemi
Kurtuluş Savaşı sonrası 20 Ocak 1921'de çıkarılan Teşkilat-ı Esasiye Kanunu gereğince Tekirdağ il olmuş. Fakat Tekirdağ'ın il merkezi olarak ilanı 15 Ekim 1923 tarihinde gerçekleşmiştir. Bunun dışında bu dönem içinde söz edilmesi gereken bir olayda; Harf Devrimi neticesinde yurt genelinde sembolik yazı dersleri vermeye başlayan Atatürk, 23 Ağustos 1928'de Tekirdağ'a gelip bir yazı dersi vermesidir. Bu günü anmak amacıyla her 23 Ağustos, merkez ilçe olan Tekirdağ'da "Harf İnkılabı Yıldönümü Kutlamaları" adı altında kutlanır. Ayrıca kenttin etnik yapısında değişikliğe yol açan Lozan Mübadelesi ve 1934 Trakya Olayları yine bu dönem içinde gerçekleşmiştir.
Yer Şekilleri ve Bitki Örtüsü
Alçak tepelerde oluşan bölgenin, ana yükseltisi kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda Marmara Denizi'ne paralel uzanan Tekir Dağları'dır. Tekirdağ merkezin ve ilin en yüksek noktası ise bu alanda bulunan Ganos Dağı(965m)'dır. Büyük akarsulardan yoksun olan bölgede, küçük akarsular mevcuttur. Ganos Dağlarındaki meşelikler ve kimi yerlerde bulunan kızılçamve karaağaç toplulukları başlıca orman varlığını oluşturur.
Nüfus
2007 yılında merkez nüfusu 133.322 'dir. Şehrin merkez nüfusu 2008 yılına göre 137.962'dir.1927'de 15.000 olan merkez nüfusu 1990'da 80.442'ye, 2000'de 107.191'e, 2007'de 133.322'ye çıkmıştır 2009' da 140.967' ye çıkmıştır.2013'te ise 167.851'çıkmıştır.
İdari Yapı
6 Aralık 2012 Tarihli ve 28489 Sayılı Resmî Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 Sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun doğrultusunda Büyükşehir olmuştur. Ayrıca aynı kanunla Merkez İlçe Süleymanpaşa, Çorlu İçesinin Bir Kısmı Ergene İlçesi, Çerkezköy İlçesinin bir kısmı Kapaklı İlçesi olmuştur. Belde Belediyelerinin tamamı kapanmıştır. Kanunla oluşan değişikliler ilk yerel idare seçimlerinden sonra uygulanmaya başlayacaktır.
Şehirdeki mahalleler alfabetik sırayla: 100. Yıl, Aydoğdu, Çınarlı, Değirmenaltı, Ertuğrul, Eski Cami, Gündoğdu, Hürriyet, Karadeniz, Orta Cami, Turgut, Yavuz ve Zafer mahalleleridir. Ayrıca Tekirdağ merkeze bağlı toplam 4 belde vardır. Bunlar kentin güneybatısında turizm ile gelişen Barbaros veKumbağ beldeleri ve kentin kuzeybatısında iç kesimde yeralan Karacakılavuz ve Banarlı beldeleridir.
Ekonomi
Tekirdağ merkezdeki başlıca tarım ürünleri ayçiçeği ve buğdaydır. Buna paralel olarak un ve yağ sanayisi gelişmiştir. Diğer başlıca tarım ürünleri merkez ilçede yer alan 2500 adet kiraz ağacı (il genelinde 50 bin) ile kuru soğandır. İlde üretilen soğanın %60'ı merkez ilçede üretilir. 1931 yılında kentte kurulan Tekel İçki fabrikası ise içki üretimini başlatarak, şehirde yeni bir üretim sektörünün doğmasını sağlamıştır. Üretilen rakılar, Tekirdağ Rakısı adı altında ülkenin en iyisi olarak bilinir.
Ekonomi
Tekirdağ merkezdeki başlıca tarım ürünleri ayçiçeği ve buğdaydır. Buna paralel olarak un ve yağ sanayisi gelişmiştir. Diğer başlıca tarım ürünleri merkez ilçede yer alan 2500 adet kiraz ağacı (il genelinde 50 bin) ile kuru soğandır. İlde üretilen soğanın %60'ı merkez ilçede üretilir. 1931 yılında kentte kurulan Tekel İçki fabrikası ise içki üretimini başlatarak, şehirde yeni bir üretim sektörünün doğmasını sağlamıştır. Üretilen rakılar, Tekirdağ Rakısı adı altında ülkenin en iyisi olarak bilinir.
Turizm
Tekirdağ'da görülmeye değer sayısız eser bulunmaktadır.İlginç ziyaret noktaları arasında Macaristan'ın Avusturya'ya karşı mücadele etmiş bağımsızlık kahramanı Ferenc Rakoczi'nin 1720- yılları arasında (başka bir deyişle, Osmanlı'nın Macaristan'ı kaybetmesinden sadece 35 yıl kadar sonra) Osmanlı İmparatorluğu'na sığındığı dönemde kaldığı 17. yüzyıl Türk evi sayılabilir. Ev bugün müze kimliğini taşımakta olup, Macaristan hükümetinin mülkiyetinde veTürkiye'yi ziyaret eden Macarların vazgeçilmez uğrak yeri konumundadır.
1735
Ayrıca Namık Kemalin doğum yeri olup adına düzenlenmiş Namık Kemal Evi müzeleştirilmiştir.
Şehir merkezinde Atatürk'ün birebir boyutlarındaki tek heykeli bulunmaktadır.
Her sene Haziran ayında Tekirdağ Kiraz Festivali adı altında ortalama 1 hafta süren etkinlikler düzenlenmektedir. İlk olarak 1962'de Kiraz Cümbüşüadıyla başlayan festival , günümüzde kent merkezi için önemli bir turistik faaliyettir.
1735
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder